top of page

Sosyalleşme Adı Altında Tektipleşme

  • NMA
  • 1 Şub 2018
  • 2 dakikada okunur

Her gün biraz daha değişiyor adına çağ dedikleri zaman dilimi. Sürekli bir devinim içinde.İnsanları ''popülerlik'' ''modernlik'' ''yenilik'' kavramları adı altında bir şeyler yapmaya, ve ''çağdışı'' ''dogma'' ''eski'' gibi kılıfına uydurulmuş sözcüklerle de bir şeylerden kaçınmaya itiyor.Bunun içinse çeşitli araçlar kullanıyor.Yeni nesil tabiriyle sosyal medya, reklamlar, dizi ve filmler bu araçların başında geliyor.İşte bunlar bu zaman diliminde ayak uydurmamız gereken şeyleri farkında olmadan bize dikte eden araçlar.Peki bu araçların bizi yönlendirdiği şeyler hep mi zararlı hep mi kötü? Hayır tabii ki.Ancak zararları faydalarını aşacak ölçüde ve hayatımıza hiç girmemesi girmesinden evla olacak nitelikte. Durumu yaşadığımız şu son yıllar çerçevesinde değerlendirirsek sanırım bu araçların en tehlikelisi sosyal medya.Bilinçli ve amacına yönelik kullanıldığında faydaları saymakla bitmeyecek olan bu mecra ne yazık ki günümüz insanları tarafından arka planda asla gerçeği yansıtmayan birer vitrin olarak kullanılıyor.Sosyal medyanın en çok tercih edilenleri ise tüm dünyada yaygın olarak kullanılan instagram ve facebook.Birincil amaç mutlu, zengin, popüler, modern, sanatsever ve kültürlü gözükmek.Bunun için yapmamız gereken ise her gün hatta her saat mutlu olduğunuza dair kalabalık arkadaş gruplarıyla fotoğraf paylaşmak.Popüler kültürün yarattığı renkli duvarları olan, kedili, bol çiçekli, duvarları tablolu kitap&kafelere gitmek ve orada tek bir sayfa dahi okumadan kahve eşliğinde bir Sait Faik kitabıyla objektiflere poz vermek.Haftada bir tiyatro ve sinemaya giderek telif haklarına riayet etmeden filmdeki sahnelerden bolca video paylaşmak ve hatta sinema biletimizin resmini de eklemek.Bitti mi? Hayır.Moda sözcüğünün kapatması kapitalizmin içinden en pahalı kıyafetleri seçmeli, onlardan kendimize harika kombinler yapmalı ve hiçbir paylaşımımızda aynı kıyafetin olmamasına da dikkat etmeliyiz.Böylece zengin ve zevkli biri gibi gözükebiliriz.Ve mutlaka pahalı, yeni çıkmış son model telefon ve tabletleri aynalardan bolca çekmeli ve profilimize eklemeliyiz.Bir insanı tanımlayan şeylerin beş on cümleyle anlatılması ve bu cümlelerin hiçbirinde onun kişiliğine dair bir şey olmaması ne kadar da acı değil mi? Fikirlerimize, hayat görüşümüze, karakterimize dair hiçbir kelime yok bizi anlatan. Değeri sadece parayla ölçülebilen şeylerle kendimize bir kimlik yaratmaya çalışıyoruz.Nasıl bir aldanıştır bu, nasıl bir bedbahtlık. Nasıl da eğreti ve sahte duruyor o vitrin dışarıdan. Bize bunları dayatanlar, adına sosyal dediği bu ucube yere nasıl da hapsediyor aslında bizi. Bu kalıplardan sıyrılmamız için geç değil.Sosyal medyada başka insanların hesaplarına göz atın.Bu kalıplara sıkışmış yüzlerce hatta binlerce insana rastlayacak ve sıradanlaştığınızı anlayacaksınız. İsminizle açtığınızın profilinizin diğerlerinden tek farkının sizden kaynaklı olmayan yaratılışınız yani fiziksel özellikleriniz ve anne babanızın koyduğu isim olduğunu anlayacaksınız.Unutmayın, bize ait olduğu söylenen bu alan bizi bir şeylere ait kılıyor. Sosyal medya sosyalleştirmiyor, tektipleştiriyor.Bizi bataklığa çeken bu yerden kurtulmaya yahut bu alanı popüler vitrinlerle, maddi unsurlarla değil manevi değerlerimizle, gerçek karakterimizle kullanmaya bakmalıyız yoksa farkında olmadan biz de ''sıradan biri'' olabiliriz.

Commentaires


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Twitter Basic Square
  • White Twitter Icon

 2016-1 Nebze.

bottom of page