Rengarenk
- SE
- 21 Oca 2018
- 2 dakikada okunur
Nahl 13
“Yeryüzünde sizin için rengarenk yarattıklarında da öğüt alan bir toplum için büyük bir ibret vardır.”
Üretme sürecinde insanın en büyük rehberi Doğanın kendisi olmuştur. Kimi zaman teknolojiye kimi zaman sanata kimi zaman davranış biçimlerine kadar örnek aldığımız doğa, yaratıcının sanatının gözlerimizin önüne serilişi olarak okunduğunda bir ağacın dalları dahi insana ilahi dokunuşları hatırlatır. Hiç yolda durup gökyüzüne bakan birini gördünüz mü? Görmediyseniz Sait Faik’in şu cümlesini bilmelisiniz. Belli ki o da ince detaylarla süslenmiş devasa bir sanat eserinin içinde yaşadığımızın farkındadır:
“ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen insanlar ne zevksiz mahluklardı…”
İnsanın doğada görüp taklit ettiği şeylerden insan ruhuna en çok tesir edenler sanıyorum renkler ve sesler olmuştur. Güzeli görmeye ve güzeli duymaya alışan insan “güzel göstermeye”, “güzel duyurmaya” önem vermiş ve böylece sanat kimileri için hayatın merkezi haline gelmiştir. İnsanın renklerle olan ilişkisi daha çok “güzelleştirme” ve “farklılaştırma” isteği etrafında şekillenmiştir. Zamanın imkanları içinde kıyafetler, eşyalar, evler hatta ulaşım araçları renklendirilmiş, doğadan uzaklaşan insan, gözünün ihtiyaç duyduğu estetiği mevcut ortamını renklendirmekle elde etmiştir. Donuk grilerle, betonlarla sarılı şehirlerde duyguların da donuklaşmaması adına bazı projeler hayata geçirilmiş, bu amaçla Meksika’da bir mahalledeki evler rengarenk boyanmış ve ortaya böyle şahane bir görüntü çıkmıştır:
Fotoğraftaki bölgede yaşayan insanlar arasında projeyi desteklemeyenler olsa da, zamanla bu bölgede şiddet olaylarının belirgin şekilde azaldığı gözlemlenmiştir. (Merak edenler için buna benzer renkli bölgeler aşağıdaki linklerde!)
Samsun’da 2017 yılının Temmuz ayında yapılan Yaz İşitme Engelliler Olimpiyatları için civardaki birçok evin dış cephesi farklı renklere boyanmış, kentin siluetinin güzelleştirilmesi için yine RENKLER kullanılmıştır.
Renklerin insan psikolojisine olan etkileri uzun yıllardır merak konusu olmuş ve çeşitli araştırmalarla farklı renklerin farklı duyguları tetiklediği sonucuna varılmıştır. (Buna dair bir araştırma okumak için tıklayınız.) Gökyüzünün maviliği, akşam vakitlerinde büründüğü şahane kızıllık, hatta insanların farklı ten renkleri, toprağın kahverengisi, yiyeceklerin farklı renklerde oluşması, baharın yeşilliği, sonbaharda yaprakların renkleri… Hepsi yaratıcının bizim için seçtiği kendilerine has renklerle karşımızda durmaktadır. Her şeyi ölçülü ve “güzel” yaratan Allah'ın bu renkleri seçerken insanda oluşturacağı etkiyi hesap etmemiş olması düşünülemez. Dinlenmemiz için gecenin siyahını bizlere veren yaratıcı elbette bizde huzur, güven ve sonsuzluğu hissettirmesi için gökyüzünü maviye boyamıştır. Öyle ya, “Allah’ın boyasına bak. Kim Allah’tan daha güzel boya vurabilir ki? İşte biz O’na ibadet edenleriz.” (Bakara-138)
“Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.” (Alak-3) Yalnız yazıları değil, çevreni de oku. Bilgisi dışında bir yaprak bile düşmeyen Yaratıcının suyu bir renge ait kılmamasına ne demeli? Her şeyin böyle rengarenk böyle güzel olduğu dünyada suya renk vermemesini nasıl okumalı? Suyun tarafsızlığının ne büyük bir nimet olduğunu idrak etmek için uzunca düşünmeli.
Renklenelim, hayatımızı renklendirelim! Tarafsız kalması gerekenleri de su gibi berrak, su gibi kendine has bırakalım. Doğayı iyi okuyalım, sebepsiz hiçbir şeyin bulunmadığı güzel dünyada daha çok “neden?” daha çok “nasıl?” diye soralım.
Güzel bakan, güzel gören, güzel yapan, güzel duyan insanlara; içinde dünyayı okuma isteği taşıyanlara selam olsun!
Renklenen bölgeler:
Yorumlar