top of page

Sınırların Ötesine Bakış

  • RA
  • 7 Oca 2018
  • 2 dakikada okunur

Toplumun bizi içine sığdırmaya çalıştığı kalıplar vardır. İçine sığdırıldığımız kalıplara göre de bir sıfat sahibi oluruz. Bu sıfatlar ise sınırları başkaları tarafından çizilmiş çerçeveler içerisinde yaşamaya zorlar. Peki tüm bu tanımlamalara göre yaşamak mıdır hayattaki amacımız? Sınırlara bağlı kalmadan, bize ait olduğunu belli eden dokunuşlara ihtiyacımız yok mu? Elbette var... Sınırları zorlamalı insan, kalıplara sığmamalı ki kendi olabilsin ya da kendini bulabilsin.

Kendi gücümüzün farkına varalım ve kendimizi küçümsemeyelim. Size tüm bu tanımlamaların dışına çıkarak sadece çevresine değil tüm dünyaya iz bırakabilmiş kişilerden bahsetmek istiyorum. İlk olarak 10.yy gibi kadınların meslek hayatına pek dahil olmadıkları bir dönemde, bir kadın olarak hem az bilinen bir bilim dalıyla uğraşıp hem de bir meslek edinmenin imkansız olmadığını biz gelecek kuşaklara gösteren, bizlere ümit olmak için doğmuş bir bilim kadını olan Meryem El-Icliyye'den bahsedeceğim.

Peki kimdir Meryem El-Icliyye?

Halepli bir usturlap ustasının kızı olan Meryem, babasından bu mesleği öğrenmiş ve geliştirmiştir. Bu nedenle El-Usturlabi olarak da bilinmektedir. 944-967 yılları arasında şehir yönetimini elinde bulunduran Seyfüddevle'nin yanında çalışmıştır.

Usturlap, gök cisimlerinin yüksekliklerini ölçüp buradan zaman hesabı yapmayı sağlayan bir gözlem aracıdır. Baba mesleğinden edindiği bu becerisiyle astronomi alanında kendini geliştirmiştir. O günün şartlarında basit bir formatı olan usturlabı geliştirerek gök cisimlerinin yüksekliğini ölçmüş, saatin henüz yaygın olarak kullanılmadığı dönemlerde vakitlerin isabetli bir şekilde saptanmasına yardımcı olmuştur. Bu çalışmalarıyla bilinen ilk Müslüman kadın astronomi bilimcisi olan Meryem, Bağdat yöneticisinin dikkatini çekmiş ve Abbasilerin bilime verdikleri önem sayesinde uzun yıllar çalışmalarını halifenin desteğiyle sürdürmüştür.

Meryem kısıtlı imkanlarıyla ve kadınların bu gibi faaliyetlerde bulunmasının çok zor olduğu bir dönemde bunu başarmışsa; gök biliminin bu kadar geliştiği bu dönemde, elimizdeki bolca imkanımızla ve merakımızla bizim aramızdan da bir Meryem neden çıkmasın? "Biz kadınları belirli birtakım mesleklere iten gücün içgüdülerimiz değil kültürümüzün kendisi olduğunu da unutmamalıyız."

Gökbiliminin gelişmesinde bizim de payımızın bulunması için Türkiye'de astronomi ve astrofizik konularındaki çalışmalar esas olarak üniversitelerde yapılmaktadır. Gözlemevleri de üniversitelere bağlı olarak faaliyet göstermektedir. Kandilli Rasathanesi, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi ve yeni kurulmakta olan Doğu Anadolu Gözlemevi dışındaki gözlemevleri, üniversitelerimizdeki Astronomi ve Uzay Bilimleri, Uzay Bilimleri ve Teknolojileri ve Fizik Bölümlerine bağlı olarak faaliyette bulunmaktadırlar. Türkiye'deki astronomi çalışmalarının finans kaynağı ise çoğunlukla ulusal ölçekte kamu kurumlarının destek programlarıdır. Bu ulusal desteklerin yanı sıra Avrupa Komisyonu ve diğer ülkelerle yapılan ikili anlaşmalarla sağlanan fonlardan da yararlanılmaktadır.

Daha önce Genelkurmay Başkanlığının NATO Karargahında radar sistemi olarak kullanılan ve Kalkınma Bakanlığının projesi ile yapısı değiştirilmeden Erciyes Üniversitesi kampüs alanı içerisine taşınan UZAYBİMER' de 13 metre çapındaki teleskopla, Türkiye'de ilk kez radyo dalga boyundaki ışınların ve bunların astronomik kaynaklarının gözlemlenecek olması ülkemiz için güzel bir adım.

"Unutmamalıyız ki bilim için harcanan kaynak insan zihnini geliştirmeye yapılan yatırımdır." Astronomi insanlara iki zıt şeyi sürekli hatırlatır. Biri evrenin sonsuz büyüklükte olduğu, diğeri ise yaşamın bir o kadar ender ve kıymetli olduğudur. Göründüğü kadarıyla dünya gibi harika bir ev çok sık ortaya çıkmamaktadır.

Bilimin ulaşılmaz bir şey olmadığını fark etmeli ve Kaf suresi

6. ayette* Allah'ın bizden istediği gibi başımızı kaldırıp göğe bakmalıyız. Daha çok okumalı, daha çok sormalı ve daha çok araştırmalıyız. Pes etmeden, yılmadan! Çünkü pes etmeden devam edersek amacımıza ulaşacağımıza ve çok daha mutlu olacağımıza inanıyorum :)

*Kaf, 6.Ayet: Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur.

Usturlap

Faydalı linkler:

Comentários


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Twitter Basic Square
  • White Twitter Icon

 2016-1 Nebze.

bottom of page