Kıtalar Aslında Bir Mi?
- ŞA
- 29 Eki 2017
- 2 dakikada okunur

Yaratılış itibariyle her insanın farklı özellikleri vardır ve bu özellikler bizi biz yapan farklılıklarımızdır.İnsanların kimliklerinin temel bir unsuru olarak niteledikleri bu ayırt edici özelliklerine karşı önyargıyla işlenen suçlar nefret suçlarını oluşturur.Ayrımcılık ve nefret suçları bir kişinin dil,din,ırk,cinsiyet,engellilik,cinsel yönelim,milliyet,yaş ve bunun gibi kimliklerinin temel unsuru olan özelliklere karşı işlenmektedir.Bu suçlarla mücadele edebilmek için yüzyıllardır çeşitli kanuni düzenlemeler yapılmaktadır.1950 yılında kabul edilen AİHS'nin 14.maddesinde Ayrımcılık Yasağı öngörülmüş ve "sözleşmede beyan edilen hak ve özgürlüklerin kullanılmasının herhangi bir nedenle ayrımcılık yapılmaksızın güvence altına alındığı" beyan edilmiştir.Türk Hukuku'nda ise 1982 Anayasası md.10'da "Kanun Önünde Eşitlik" başlıklı maddeyle anayasal hak ve özgürlükle güvence altına alınmıştır.Ayrıca TCK 122. maddede "Nefret ve Ayrımcılık" başlıklı hükümde ayrımcılık ve nefret saikiyle işlenen belirtilen fiillere karşı mağdur koruma altına alınmaktadır. 28 Ağustos 1963 yılında 200 bin kişinin önünde Martin Luther King büyük bir umutla "Benim bir hayalim var!" demiştir.King'in bu hayali tüm insanların eşit olmasıdır.Konuşmasında da belirttiği üzere "Şunu kendinden menkul bir gerçek kabul ederiz ki, bütün insanlar eşit yaratılmıştır."demektedir.Eşit yaratılan bu insanlar kendi kurdukları dünya düzeninde birbirlerine ayrımcılık yapmış, nefret beslemiş, kendini diğerlerinden üstün görmüş ve eşitliğin yalnızca bir hayal olmasına neden olmuşlardır. M.L.King'den yaklaşık 1300 yıl önce 632 yılında 124 bin Müslümana karşı yaptığı ve daha sonra Veda Hutbesi olarak anılan konuşmasında ise Peygamber efendimiz(s.a.v) şöyle söylemektedir:"EY İNSANLAR!Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Hepiniz Adem'densiniz,Adem ise topraktan yaratılmıştır.Allah katında en değerli olanınız,O'na karşı gelmekten sakınanızdır. Arab'ın Arab olmayana, hiçbir üstünlüğü yoktur.Üstünlük ancak takva iledir." Bu konuşmaların ortak noktası şudur ki insanlara adil olmak, eşit davranmak öğütlenmektedir.Çünkü bu özellikler insanlığın evrensel değerlerindendir ve bu değerler yok olduğunda insanlık da yok olmaya yüz tutmuş demektir.Ki yaşayarak görmekteyiz ki insanlığın geleceği çok da parlak değildir.Günümüzde yaşanan ayrımcılık ve nefret olayları birer utanç vesikasıdır.Avrupa'da ve Amerika'da ırkçı görüşleriyle bilinen siyasi liderlerin son yılların en yüksek oy oranlarına ulaşmaları tehlikenin boyutunu göstermektedir. Renkleri, ırkları nedeniyle güçlü ülkeler tarafından ezilip hor görülen Afrikalılar,mezhepleri nedeniyle birbiriyle çatışann ve bunun sonucu olarak ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli mülteciler ve tüm dünyanın bu mültecilere karşı davranışları,sırf Müslüman oldukları için katledilen Arakanlılar veya sırf Kürt veya Türk olduğu için ülkemizde insanların birbirlerine karşı duydukları nefret...Tüm bunlar yaşananların yalnızca küçük bir kısmıdır. Peki bizi bu hale getiren nedir ?En başta önyargı ve bunun beraberinde gelen sevgisizlik, hoşgörü eksikliği ve sonucunda saygısızlıktır.Bireyler olarak yapmamız gereken önyargıdan uzak hür bilinçle hareket etmek,her türlü dine,ırka,mezhebe vb.insan kimliklerine karşı saygılı ve hoşgörülü bir şekilde yaklaşmaktır. Kalbimizde, fikrimizde en küçük önyargı, kendini üstün görme oluşmamalıdır.Oluşan bu düşünceler siyah noktalar gibidir ve bu noktalar bir gün birleşerek kalbimizi karartan kocaman bir nefrete dönüşebilir. Gelin bu siyah noktaları yok edelim, unutmayalım ki her şey bireyde başlar!
Comments