Neymiş Kadın Hakları?
- RA
- 8 Eki 2017
- 2 dakikada okunur

Mukaddes kitaplar,insanın erkek ve kadın olmak üzere çift yaratıldığını söyler.Her ikisi de insan olma sıfatını taşır ve Allah katında eşittir.Ancak günlük yaşama bakıldığında neredeyse tam tersi bir durumun söz konusu olduğu görülmekte.''Kadın Hakları'' kavramının varlığı da bunun başlı başına bir göstergesi değil midir?Böyle bir hakkın var olduğunu ispat etmek zorundaymışız gibi....Üzerinde uzunca konuşulabilecek bir konu bu ama ben farklı bir noktaya değinmek istiyorum.İslam Hukuku ve Türk Hukukunda kadın hakları ne şekilde yer almakta,ne tür benzerlik ve farklılıklar var?
Öncelikle İslam dinine göre herkes Allah'ın huzurunda eşittir.Kadının kendi serveti vardır ve üzerinde kimseye sormadan tasarruf edebilir,kocası onun mallarına karışamaz.Keza Türk Hukuku'nda da kadının serveti vardır ve üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilir,kişisel malları(kişisel kullanımına ayrılmış olan eşya ile manevi tazminat alacakları,miras,karşılıksız kazandırmalar gibi)üzerinde kocasının söz hakkı yoktur.
İslam kadın-erkek eşitliğini değil kadın-erkek adaletini savunur.Buna paralel olarak Anayasa'da kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir ibaresi mevcuttur. Mirasta ise İslam Hukuku'nda hususi hallere göre bazen erkeklerle aynı, bazen daha az,bazen daha fazla olabilir.Türk Hukuku'nda ise erkek ve kadına eşit paylarda miras düşmektedir.
İslam Hukuku'nda kadına boşanma hakkı verilmiştir.(Bilinenin aksine)Dilerse anlaşarak,dilerse evlenirken şart koşarak tek taraflı olarak boşanabilir.Türk Medeni Kanunu'nda da kadının boşanma hakkı yer almaktadır.
Mümtehne Suresi 12.ayette kadınların biatlarının(o yılların oy kullanma şekli) kabul edileceği belirtilerek kadına oy kullanma hakkı tanınmıştır.Türk Anayasası'nda ise seçme ve seçilme hakkı,siyasi parti içinde bulunma,halk oylamasına katılma gibi haklar tanınmıştır.
İslam dinine göre evlenen kadın,evliliğin kendisine getirebileceği dezavantajları bertaraf etmek için kocadan mehr adıyla para alırken Türk Hukuku'nda karşılığı bulunmamaktadır.İslam dininde kadının ilimle uğraşmasına engel yoktur.Örneğin Hz. Hafsa,Adiyyoğullarından Hz. Ömer’in kızı olup okuma yazma bilen zeki ve bilgili bir kadındı. İslam öğretimi ve tebliğindeki hizmetleri çok önemlidir. Her konuda çok titiz olan Hz. Ömer’in vefat ederken Hz. Ebu Bekir devrinde cem olunan Kuran-ı Kerim’in tek nüshasını Hz. Hafsa’ya emanet etmesi buna delalet eder.Türk Anayasası'nda ise ilkokul,ortaokul,lise olmak üzere tüm vatandaşlar için zorunlu eğitim söz konusudur.İslam dinine göre kadının amme hizmetlerine girmesine bir engel yoktur ancak Kur'an'ın getirdiği mecburiyetlere uymak zorundadır.Türk Anayasası'nda çalışma herkesin hakkı ve ödevidir şeklinde mevcuttur.
Görüldüğü üzere İslamiyet'in kurduğu sistem ve günümüz sistemi genel anlamda paraleldir.İslam dininin kadına değer vermediği, kadın haklarını yok saydığı gibi iddialar yeterince araştırılmadan ortaya konulmuş içi boş iddialardır.İslam’ı uyguluyoruz denilerek İslam diniyle alakası olmayan yanlış uygulamalar İslamiyet’e mal edilerek İslamiyet üzerinden yapılan eleştiriler ne kadar gerçeği yansıtmaktadır?
(Fotoğraf:Hindistan’da 800 sene evvel hüküm sürmüş Râziye Begüm, Türk-İslâm tarihinin yegâne kadın hükümdarıdır.)
Comments